T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
3. MİLAS’IN KÜLTÜR VE TURİZM DEĞERLERİ
3.1. Milas Evleri
Tarihi Milas evlerinin büyük bir kısmı 19. Yüzyıla aittir. İki katlı, avlulu evlere giriş avludandır. Evlerin ahşap destekli çıkmaları sokağa taşar. Evlerin çoğu önlük adı verilen açık sofa ile avluya bakmaktadır. Zemin katlar genellikle depo ve kiler olarak kullanılır. Mutfak, tuvalet, ahır avlunun bir köşesindedir. Avludan üst kata ahşap ya da mermer merdivenle çıkılır. Plan bakımından Milas’ın tarihi evleri önlüklü ve sofalı olmak üzere ikiye ayrılır.
Bu evlerin belirgin özelliği ağırlıklı olarak taş işçiliğiyle yapılmış olmalarıdır. Oda bölümlerini oluşturan iç duvarlar ise tuğladan veya bağdadi yapılmıştır.
Milas bacaları Muğla bacalarının devamı niteliğindedir. Milas bacasının dört tarafının açık olarak yapılması baca tıkanmalarını ve soba tütmesini engellemektedir. Üzeri kapalı, geniş ağızlı bacalar, yörenin geleneksel çatı örtüsü malzemesi olan 28 adet yağlı kiremitle çok çabuk yapılabilmekte olup bacaların onarımı da kolaydır.
3.2.Macar Evleri
1922 yılında Macar Mimar Pier Kubin’in planını çizdiği Milaslıların “Madam Murat’ın Evi” diye adlandırdıkları ev Macar mimarisinin Milas’taki ilk örneğidir.1931’de Milas’a getirtilen Macar ustalarda üç ev daha yapmışlardır. Macar mimarisi özelliklerinde yapılan bu evler “Macar Evleri” olarak adlandırılmaktadır.
3.3.Çomakdağ
Çomakdağ, Bafa Gölü ile Milas arasında Beşparmak dağlarının yamacında kurulmuş 350 haneli ve yaklaşık 1100 nüfuslu bir mahalledir. Köyün geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve ipek böceği dokumacılığıdır. Zeytin ve zeytinyağı ana geçim kaynağıdır. Çomakdağ evleri, dünle bugünü ustaca kaynaştıran mimari üslup taşımaktadır. Geleneksel mimaride yapılan evler yörede bulunan taşlar kullanılarak, taş ev şeklinde olup, bir-iki ve üç odalı, iki ve üç odalılarda salon da bulunmaktadır. Taşlar dikdörtgen bloklar şeklinde duvarların örgüsünde kullanılmış blok aralarına da kırmızı kiremit kırıklarıyla veya kayrak taşı dikine şeritler kullanılarak duvarların yüzeyleri görsel olarak hareketlendirmiştir. Her odada bir ocak ve baca mevcuttur.
Çomakdağ gelenekleriyle yaşayan bir yerleşmedir. Düğünleri dört gün sürmekte ve düğünler geleneksel yapısını devam ettirmektedir.
3.4.Güllük
Milas-Bodrum yolu üzerinden sağa ayrılan kavşaktan 8 km. sonra Güllük’e varılmaktadır. Bu şirin tatil kasabası, Bodrum’un kalabalığından hoşlanmayan tatilciler için daha sakin bir tatil olanağı sunmaktadır.
Güllük bir liman kasabasıdır. Limandan, çevrede çıkarılan boksit madeni ihraç edilmektedir. Mandalya Körfezi ve Asin Koyu çevresine yerleşmiş kasabanın sahili, balıkçıları, kahveleri, tepelere yerleşmiş otelleri ve evleri kasabanın topografik özellikten dolayı hep deniz görür.Kentin kuzeyine kurulu dalyanda ve denizde birçok balık çeşidi çıkmaktadır. balık çıkıyor. Lüfer, kefal ve en çok da yılan balığı avlanmaktadır. Sahil lokantalarından birine oturup yılan balığı ziyafeti çekebilirsiniz. Çevredeki koyların çoğunda kültür balıkçılığı da yapılmakta, çipura ve levrek yetiştirilmektedir. Güllük’te de komşusu Bodrum gibi bölgeye özel tekneler (gulet) yapılan tersaneler vardır.
3.5.Boğaziçi
Boğaziçi bir balıkçı köyüdür. Boğaziçi’nin eski adı Bargliya bir efsaneden gelmektedir. Çevresi zeytinliklerle çevrili bir koyu vardır Boğaziçi’nin. Eskiden tuz havzaları bu bölgede mevcut olup, yörenin bütün tuzu burada üretilirmiştir. Şimdilerde tuz havzaları atıl durumdadır. Mahallenin hemen hemen tümü balıkçılıkla uğraşmaktadır.
Boğaziçi’nde balık çeşitlerinden çipura, levrek, denize kurulan balık çiftliklerinden balık da satın alınabilmektedir. Boğaziçi aynı zamanda, bir kuş cennetidir. Kuğular, flamingolar, pelikan ve yaban ördekleri gibi birçok çeşide ev sahipliği yapmaktadır.
3.6.Tuzla
Tuzla Sulak Alanı 380 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Kışın göçmen kuşların barınma ve beslenme yeridir ve çevresi ılgın, zeytin ve çamlarla çevrilidir. En çok rastlanan kuş türlerinin başında pelikanlar gelmektedir. Diğer türler; boz ördek, yeşilbaş, sakarca, macar ördeği, sakarmeke, balıkçıl, kaz, flamingo, su tavuğu, bataklık kırlangıcıdır. Sulak alan içindeki plankton ve su bitkileriyle balık zenginliği de sağlanmaktadır.
3.7.Bafa Gölü:
Gölün üzerinde iki ada bulunmaktadır. İkiz adalardan biri aslında tam ada değil, bir kumulla karaya bağlıdır. Gölün çevresi zeytinliklerle çevrilidir. Bafa Gölü’nde kefal, levrek, yılan balığı tutulmaktadır. Göldeki adalarda manastırlar, kiliseler mevcuttur. Bunlardan "Yediler Manastırı" en eskisidir.
3.8.Ören-Keramos
Bodrum-Milas yolu üzerinde, Beçin yoluyla ayrılan 45 km’lik asfaltla ulaşılan eski adıyla Gereme, yeni adıyla Ören Gökova körfezi kıyısındadır. Şehir merkezi kıyıdan biraz içeridedir. Ören’e Gökova/Akyaka köyünden 48 km’lik toprak yol ile Gökova körfezinin kuzey kıyısını geçerek, Kıran dağlarının görünümü önünde de ulaşılmaktadır. Ören Akyaka arasında antik Keramos kenti kalıntıları ziyaret edilebilmektedir.
Keramos’un adının anlamı çömlektir. Hellenistik çağda, Rodos egemenliği altında bulunan kent, bu dönemde kuzey komşusu Stratonikea ile bağlaşıklık imzalamıştır. İ.Ö. 129 yılında Roma’nın küçük Asya eyaleti içinde yer alan Keramos, bundan sonraki evrede önemini giderek yitirmiştir. Ören’in arkasında yer alan Meşekayası dağları üstünde sur duvarları günümüze gelmiştir. Surların alt kesimleri çokgen taş dizilerinden oluşurken, üst kesimlerde düzenli çizgi katları yapan duvar tekniği gözlenmektedir. Kayalık bir terasta yer alan ve halk dilinde Bakıcak diye bilinen yerde, kentin iki önemli tapınağı, 25 metreye varan uzunlukları ile görülürler. Kurşunlu yapı, taşları birleştirmek için kullanılan kurşun zıvanalardan bu adı almıştır. Güney ve batıda özgün biçimini korumuş olan bu güzel teras duvarlarının doğusu yıkılmıştır. Terasın üstündeki düzlemde ise Korint ve İyon düzeninde yapı parçaları bulunur. Söz konusu tapınak alanının olasılıkla Zeus Krysaoreus’a ilişkin olduğu ileri sürülmektedir.
Kasaba içinde bulunan Akyapı, Roma dönemine ilişkin büyük bir yapı kompleksidir. Gökova yoluyla gelenler, Ören’e ulaşmadan Meşekayası dağının arka kesimlerinde su kemerleriyle karşılaşmaktadır.
3.8.1. Ören'de Yamaç Paraşütü
3.9.İNCİRLİİN MAĞARASI VE GÖKÇELER KANYONU
3.9.1.İncirliin Mağarası
İncirliin Mağarası, Milas ilçesinin güneybatısındaki Manastır Dağı’nın Gökçeler kanyonuna bakan kuzey yamacında bulunmaktadır. Ülkemizin en güzel mağaralarından olan İncirliin Mağarası, içindeki jeolojik oluşumlar, tarihi kalıntılar, doğal çevresi ve turizme açılması için yapılan hassas çalışmalarla örnek bir mağara konumundadır.
Türkiye genelinde turizme açık mağaraların turizm amaçlı değerlendirilen kısımlarının uzunluğuna baktığımızda (140 ila 160 m. arası) İncirliin Mağarası 345 metrelik uzunluğunun turizme açık 155 m.si ile turizme açık mağaralar arasında yer almaktadır.
Mağara, yatay olarak gelişmiş, kaynak konumlu fosil bir mağaradır. Mağaranın gelişiminde belirgin bir fay etkili olmuştur. Altta bulunan şistler (karst taban yüzeyi) nedeniyle, bölgedeki jeomorfolojik gençleşmeye ayak uyduramayan mağara, fay ve çatlaklar nedeniyle kafesli bir yapıya sahiptir.
İncirliin Mağarası, son derece güzel ve ilginç dev sarkıt, dikit, sütun ve damlataş havuzları ile kaplıdır. Mağaranın damlataş sütunları ana galeriyi çok sayıda salona ayırmıştır.
Toplam uzunluğu 345 m. olan İncirliin Mağarası geniş bir girişe sahip olup, mağara birbiriyle bağlantılı birçok salondan oluşmaktadır. Bu salonlar arasındaki bağlantılar çoğu yerde 6 -7 metrelik dik inişlerle sağlanmaktadır. Diklikler genel olarak damlataş birikimlerinden ileri gelmiştir. Orta bölümde bulunan Gösteri Salonu, mağaranın en aşağı (giriş seviyesinden -7 m.) seviyesindeki kesimidir. Buna karşılık en sonunda bulunan ve fay üzerinde gelişen Damlataş Galerisi, girişe göre +12 m. yukarıdadır. Yukarıda bahsedilen bu bölümlerin turizme kazandırılması ile mağarada gezilebilecek kısım yaklaşık 155 m.dir.
Hidrolojik olarak vadoz zonda bulunan mağara, yağışlı dönemlerde tavandan damlayan sular dışında bütünüyle kuru olma özelliği göstermektedir. Yağmur sularının tavandan damlaması sonucunda mağaranın çukur kesimlerinde sığ gölcükler oluşmuştur. Bu sığ gölcükler havuz olarak tanımlanmaktadır.
Genel olarak mağaranın giriş, Yarasa Galerisi, Havuzlu Salon ve Gösteri Salonu’nda bulunan damlataşlar kısmen fosilleşmiştir. Buna karşılık Damlataş Galerisi’ndeki sarkıt, dikit, sütun ve makarna sarkıtlarının oluşumu devam etmektedir.
Mağara girişindeki toprak zeminde ve mağara içinde çok sayıda prehistorik ve antik dönem arasına tarihlenen seramik parçaları bulunmuştur. Bu buluntular eski dönemlerde mağaranın kullanıldığını göstermektedir. İncirliin Mağarası, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 27.02.2008 tarih ve 3807 Sayılı Kararı ile I.Derece Arkeolojik ve I.Derece Doğal Sit olarak tescillenmiştir.
İncirliin Mağarası turizme açılırken ekolojik dengenin bozulmaması üzerine projelendirilmiş ve projesine uygun olarak tamamlanmıştır.
Bu çalışmalar kapsamında mağaranın içinde yaklaşık 155 metre yürüyüş yolu düzenlenmiş, jeolojik oluşumlara zarar vermeyen aydınlatma, yürüyüş yolu ve güvenlik sistemleri kurulmuştur. Turizme açılan güzergâh daha da uzatılabileceği halde yapılmamıştır. Yapıldığı takdirde canlı yaşamı, jeolojik oluşumlar vb. etkileneceğinden, turizme sadece 155 m. lik kısım açılmıştır. Bu güzergâh, yapılacak bilimsel çalışmalar neticesinde, uygun bulunması halinde uzatılabilecektir. Galerilerden Damlataş Galerisi’nde jeolojik oluşumlar devam etmekte, Yarasa Galerisi ise doğal yaşam alanı olması sebebiyle doğal hali korunmuştur.
3.9.2.Gökçeler Kanyonu
Muğla İli Milas İlçesi Gökçeler Mahallesi Mevkiinde bulunan Gökçeler Kanyonu, Karacahisar Mahallesi Suçıkan mevkiinden başlayıp, Gökçeler Mahallesine kadar yaklaşık 10 km. uzunluğunda eşsiz bir doğal çevreye sahiptir. Kanyonda yer yer arkeolojik buluntulara rastlanmıştır. Gökçeler Kanyonu, Fesleğen Kültür Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırları içinde olup, asırlık zeytin, ceviz, incir ve çınar ağaçları, maki (sandal, sakızlık, akçakesme, defne) bitki örtüsü ve kızılçam ağaçları ile kaplıdır. Kanyonun içinden Değirmen Deresi (Hamzabey Çayı) geçmekte ve yöre halkı eskiden bu çayın üzerinde 14 adet un değirmeni olduğunu söylenmektedir. Bu değirmenlerden üç tanesinin kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır.
Kanyonu baştan sona iki yakaya ayıran Hamzabey Çayı, üzerinde oluşan irili ufaklı şelaleleri ve göletleri ile doğa severler için vazgeçilmez bir güzergahtır. Gökçeler Kanyonu doğa yürüyüşü, dağ tırmanışı, mağara gezisi yapmak ve günübirlik turlar düzenlemek için son derece cazip bir bölge özelliği taşımaktadır. Görsel estetiği yüksek olan kanyonun eşsiz panoramik görüntüsü, Milas Kaymakamlığı ve Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından yapılan son çalışmalarla turizmin isteklerine cevap verebilecek şekilde dizayn edilmiştir. Bu çalışmalar kapsamında kanyonun zirvesine bir seyir terası yapılmıştır. Seyir terası kanyonun bütün güzelliklerine hakim bir noktada bulunmaktadır. Bu seyir terası ziyaretçilere eşsiz bir doğa manzarası eşliğinde dinlenme ve keyifli zaman geçirme imkanı sunmak üzere tasarlanmıştır.
Kanyon doğal hayatı içinde oklu kirpi, keklik, tavşan, üveyik, karatavuk, bıldırcın, çakal, tilki ve yaban domuzu gibi hayvanlar yaşamaktadır. Bu hayvanların yanı sıra kanyonda bulunan irili ufaklı mağaralarda cüce cinsi yarasalar yaşamaktadır.
Gökçeler kanyonunda yaklaşık 30 adet mağara bulunmaktadır. İrili ufaklı olan bu mağaraların en önemlileri İncirliin ve Çatal Mağara’dır. İncirliin Mağarası yapılan çalışmalarla turizme kazandırılmıştır. Çatal mağara ise bilimsel çalışmalar neticesinde açılabilecektir.
Milas Yakın Çevresinde Doğal Çekim Alanları
27 antik kenti barındıran Milas’ın tek özelliği tarihi çekiciliği değil.Tarihte bunca kente ev sahipliği yapmış olmamasının ardında doğal zenginliği var Milas’ın.İki göl var Milas sınırları içinde.Biri Bafa, diğeri Tuzla.İkisi de denizden kopmuş,ikisi de tuzlu ama kuş zenginliği açısından ikisi de büyük bir değer taşıyor.Bafa Gölü sulak alanı,Milli park ilan edilmiş koruma altına alınmış.Kuş avcılığı yasak. Binlerce kuş barınıyor bölgede.En çok rastlanan kuş türleri arasında karabatak,boz ördek,meke, pelikan,kuğu,boz kaz,gri balıkçıl bulunuyor.Güllük deltasındaki Tuzla Sulak alanı için Güllük sayfalarına bakınız.Milas sınırları içerisinde ve şehir merkezine 23 km uzaklıkta,Sırtlandağ mevkiinde bulunan Halep çamı ormanı,bu tür orman çok az yerde kaldığı için Tabiat Koruma alanı içine alınmış.40-50 yaş grubu Halep çamlarından oluşan orman 760 hektarlık bir alanı kaplıyor.
Yeme-İçme
Ne Yenir?
Ege bölgesindeki bitki örtüsünün zenginliği Milas’ın yerel mutfağına da yansımıştır.Zeytinyağlı yemekler ağırlıktadır.
Sebze Yemekleri;Çiçek kızartma,Börülce çullama,Börülce sallama,Ebegümeci kavurması, Kenker (Şevketi bostan),Karnabahar tatarı,Patlıcan ekşemesi,yoğurtlama,hardal salatası,tilkişen kavurması, Palandız salatası,bakla yaprağı salatası,kuru biber salatası,soğan depmesi,acur salatası,semizotu salatası
Hamur İşleri;Çaykama böreği,tepsi böreği,Vekilharç,bulgur böreği,Piriçleme dökmesi,katmerli börek.
Et,tavuk ve balık yemekleri;Kanlı kavurma,mumbar dolması,et kavurması,etli pırasa,kabak çiçeği dolması,ekşili köfte ve keşkek.
Tatlılar;Zerde
Nerede Yenir?
İlçemiz merkez ve beldelerinde yöresel yemeklerin yenilebileceği yerleri bulmak mümkündür.Milas-Muğla karayolunun 17.km sinde Beypınarı’nda,kavak ve çam ağaçları arasında,soğuk su kaynaklarında yetişen alabalığın,tavukla yapılan kanlı kavurmanın,yöreye has ekmekle yapılan köy kahvaltısının tadına doyum olmaz.Bafa gölü çevresinde özellikle Kapıkırı Köyünde yılan balığı,göl çipurası ve levreği ile yemek bir ayrıcalıktır.Ören beldemize 9 km uzaklıkta Çökertme Köyünde taş fırında pişen balık güveç ve orduevi salatasını Kaptan Restorantın mönüsünde deneyebilirsiniz. Milas’a 29 km uzaklıkta Milas-Bodrum karayolu üzerinde Boğaziçi Köyünde tereyağlı tavada karides, karides güveç ve acılı ekşili yeşil zeytinle yenen akşam yemeği de buraya özgü lezzetlerdendir...
PAZAR YERLERİ
Her hafta Salı günü Milas’ın merkezinden kenar mahallelere kadar uzanan ve tüm Milas’ı bir ağ gibi saran rengarenk panayır yeri gibidir Pazar.Yerli ve yabancı tüm turistlerin akın ettiği bu pazarda; yöresel kıyafetleriyle bahçelerinde yetiştirdiklerini sergileyen kadınları,evlerinde yaptıkları zeytini,yoğurdu sunan yöre insanlarını,dalından sofraya sunulan taze meyve sebzeleri,çam kokulu balları,zeytinin her çeşidini,incecik işlenmiş yerel dokumaları bulmak mümkündür.
EL SANATLARI
Elişleri ve nakış işlemeleri:
Genç kızların çeyizlerini hazırlamak için yaptıkları örtüler,Türk işi,kanaviçe,iğne işleri,boncuk oyaları,tığ oyaları,halılar,dokumalar bu işlerin bazılarıdır.Milas Çomak dağ Kızılağaç köyünde saf ipekten yapılan işlemeye “yanış” denilmektedir.Parlak ve canlı renklerle yapılan bu işlemeler pano ve torba yapımında kullanılmaktadır.
Oymacılık:
Tarihi Milas oymacılığının iyi örnekleri bulunmaktadır.Kapı tavanı,saçak ve yüklüklerde işlenen motifler günümüze ulaşmıştır.
Halıcılık:
Milas Türkmen boylarının en eski yerleşim yerlerinden biridir.Bölge örf,adet ve giyim olarak bu özelliğini korumuştur.Milas yöresinde kendine özgü karakteristik özellikler taşıyan halılar dokunmaktadır.Halı geleneğinin 16.yy.da seccade halıları dokunmasıyla başladığı kabul edilmektedir. 18.yy ve 19.yy.a tarihlenen halılar desen ve renk özelliği ile klasik ve Barok stili olarak ayrılır.
Klasik olanlar mihraplı Milas seccadeleridir.Bu seccadelerde mihrap eşkenar dörtgen şeklindedir. Mihrabın üzerinde bir alem,mihrabın içe bakan kenarlarında stilize edilmiş bitki motifleri bulunur. Konturları olmayan motifler görülür.”Ada Milas” halısı eski örneklerden biridir.Kenar süslerinin yan yana sıralanmasından oluşur.Her suyun içinde motifler genelde birbirlerinin tekrarıdır.Barok stil olarak adlandırılanlar,Osmanlılarda,Sultan Abdülmecit döneminde mimarı ve sanatta Avrupa etkisinin yoğun yaşandığı dönemlerde üretilmiştir.Bu halılarda düz çizgiler yerine çizgiler yerine zigzaglar belirlenmiş kenar süs çiçek desenleri yerleştirilmiştir.Adını,bir dal üzerine yerleştirilen stilize edilmiş karanfil demetlerinden dolayı almıştır.
Milas’taki başka bir grubu oluşturan halılar da Madalyonlu örneklerdir.Bu halılar,kare,dikdörtgen , altıgen olarak çeşitli tiplerde karşımıza çıkar.”Karaca hisar Halısı” Karaca hisar Köyünde yapılan bu gruba giren örneklerdendir.Milas halılarında 18. ve 19.yy.dan itibaren tamamen yün kullanılmıştır.Halılar kök ve doğal boyalarla renklendirilmiştir.Milas Halıları olarak isimlendirilen bu halılar ilçemizde halen,Karaca hisar,Ören Dört tepe,Gereme,Bozalan,İkizköy,Pınarköy,Mezgit,
Gürceğiz,Akçakaya ve birçok köylerde dokunmaktadır.
ÇEVRE TURLARI
El Sanatları ve Halı Köyleri Gezisi:
Bozalan ve Karacahisar köyleri kendi köylerinin isimleriyle anılan halılarının nasıl okunduğunu yerinde görmek için ziyaret edilebilir.El dokuması halı almak isteyenler uygun fiyatlarla halı bulabilirler.
Kültür Gezisi:
Milas ilçesi yukarıda bahsedilen eserlerin yanında,çevresi de tarihi eserler bakımından zengindir.Günübirlik olarak Milas,Labranda,Euromos(Ayaklı),Herakleia(Kapıkırı),İasos(Kıyıkışlacık),Beçin Kalesi ve Keramos(Ören) ziyaret edilebilir.
Köy Kahvaltısı ve Doğa Yürüyüşü Gezisi:
Bafa Gölü ve çevresinde yürüyüşler yapılabilir.Burada yürüyüş organize eden acenteler da bulunmaktadır.Herakleia antik şehri bu yürüyüşünüzle eski çağlara uzanmanızı sağlayacaktır.
Geleneksel Çomak dağı Evleri ve Yöresel Düğün Gezisi:
Çomak dağı’nda bulunan ve İkiz taş,Kızılağaç ve Ketendere köyleri olarak isimlendirilmektedir.Taş evler ve köy halkının yöresel kıyafetleri görülmeye değerdir.Evlerin ahşap oymaları hala kullanılmaktadır.Kapılarda,tavanda ve dolaplarda bulunan çok renkli oymalar sanatsal değerini korumaktadır.Ayrıca kendilerine özgü düğünleri nedeniyle özellikle yaz aylarında yabancılar,düğün olan günlerde köyleri ziyaret etmektedirler.
Ören’de Paraşütle Atlama:
Yüksekliği 640 metre olan Kocadağ zirvesinde bir paraşüt atlama pisti on iki ay yamaç paraşütü yapmaya müsaittir.Piste ulaşım vasıta ile 20 dakikadır.Sıcak hava türbülansının tek taraflı ve güçlü olması kaza riskini en aza indirmekte ve paraşütçünün atlama pistinden yaklaşık 1000 metre daha yükselmesini sağlamaktadır.Ayrıca bu özellik dünyada diğer yamaç paraşütü yapılan dağlarda olmayan atladığı piste tekrar inebilme imkanını sağlamaktadır.Ören’in Koca dağ’da bulunan yamaçlardaki sıcak hava türbülansının düzenli olması nedeniyle istenirse 7-8 saat havada kalma imkanı bulunmaktadır.Ege Üniversitesinden gelen uzmanlar,atlamak isteyenlere bu olanağı sağlamaktadırlar.Atlama imkanı bulmak için,Ören Belediye vasıtasıyla,yetkili kişilere ulaşmak gerekmektedir.Henüz sürekli olarak Ören’de bulunan paraşüt ekibi kurulamadığı için talep olunduğunda ekip İzmir’den gelmektedirler.
Trekking Parkurları
Ören ve Bafa Gölü kıyılarında güzel yürüyüş parkları var.Çökertme sırtlarında,Ören sırtlarında ve sahilinde yürüyüş güzergahları keşfetmenizi bekliyor.Ören’de ayrıca yamaç paraşütüyle atlamanın da yapıldığı Alatepe’den Ören yalısına antik çağdan beri kullanılan bir yürüyüş alanı bulunmakta.Üstelik güzergah kırmızı boyalarla belirlenmiş rahatlıkla yürünebilir.En güzel yürüyüş parkuru ise Bafa Gölü kenarındaki Herakleia kentinden tarihi Latmos Dağı teperline çıkan Kral Yolu yürüyüş parkuru. Kapıkırı köyünden başlayan yürüyüşle yer yer antik Kral Yolunu izleyerek Beşparmak Dağları (Latmos Dağı) üzerindeki tarih öncesi mağara resimleri ve erken Hıristiyanlık dönemlerinden kalma Freskler bulunan mağaralar ve Manastır kalıntılarına(Arap Avlusu) çıkılıyor.Toplam yürüyüş süresinin 14 saati bulduğuna grup programının 3 gün ve 2 gece kamplı olarak yapıldığına,yürüyüş güzergahının tarih ve olağanüstü doğal güzelliklerle bezeli olduğuna dikkat çekelim.Kapıkırı Köyünden başlayan daha kısa olan bir başka yürüyüş parkuru daha var.Çok belirgin olarak görünen patikayı takip edenler 2.5 saati süren bir yolculukla tepeye çıkıyor.Yürüyüş boyunca çeşitli yükseltilerde antik kente ait surlar,kuleler görülür.Kaya yapısı ise son derece ilginç.Dar patika yolda zaman zaman köylülerin kayalar arasında,küçücük alanlarda oluşturduğu bahçeler göze çarpıyor.Zirveye yaklaşıldığında kayalar oyularak yapılmış bir merdivenle karşılaşılıyor.Merdivenin üstüne gölgelik gibi düşmüş kayalar ise son derece ilgi çekici.
FESTİVALLER
Her yıl Eylül ayının ilk haftası geleneksel Milas Festivali Yapılmaktadır.
PİKNİK YERLERİ
Etrafında Alabalık restoranları bulunan Beypınarı piknik alanı her zaman piknik için müsaittir.
KISA BİR MİLAS TURU
Milas gezisine İzmir yönünden de gelseniz, Bodrum yönünden de gelseniz, Milas müzesiyle başlamalı. Bünyesinde 27 antik şehri barındıran ilçenin müzesi 1.5 dönümlük bir alanı kaplar.Bahçesinde ve kapalı alanında, çevreden çıkarılmış çeşitli eserler sergilenir. Hemen karşısında, ilçenin en büyük camilerinden Ulu Cami görülebilir. Yolumuza tabakhane yönünde devam ederseniz Menteşe Beyliği döneminden kalan Ağa Camii camii çıkar karşınıza . Sağa dönüp yolu takip ederseniz ,bu yol sizi daha da eskilere doğru , Roma dönemine kadar götürür. Kilit taşı üzerindeki labrys yani çift yüzlü balta nedeniyle “Baltalı Kapı “denen kemer karşınızda kemer işlemeleri hala görülmeye değer asırlara inat. Geldiğiniz yönden dönüp postaneye çıkan yola girerseniz solunuzda , bir podyum üzerine oturtulmuş Zeus Karios Mabedini ya da ayakta kalmış olan tek sütununun ,üzerinde leylek yuvası olması nedeniyle , halkın deyimiyle Uzunyuva’yı görürsünüz.Aynı yoldan devam edip belediye binasının yanında ,Belen Camii ve onun biraz aşağısında 18.yy dan kalan Çöllüoğlu Hanını gezebilirsiniz. Bu yapılardaki malzeme çeşitliliği dikkat çekicidir. Gezinizde unutulmaması gereken yerlerden biri de Menteşe Beyliğinden kalan, 14.yy yapımı, Firuz Bey Camii yada Kurşunlu camii. Ters T planıyla ,dantel gibi işlenmiş mermer girişiyle ve muhteşem çini ve vitraylarıyla, sizin unutulmayan anılarınız arasına girmeye aday bir yerdir. Namaz vakti haricinde grupla gelirseniz, kapının üzerindeki telefonlardan hocanın kendisine ulaşıp camiyi ziyaret edebilirsiniz. Milas’taki şehirleşme her yüzyılda üst üste olduğundan birkaç metre yürüyerek birkaç yüzyıl değiştirme şansınız olabiliyor. Milas’ın en eski eserlerinden biri ne ulaşmak için Salı pazarının kurulduğu caddeye inip trafik ışıklarından sağa yönelirseniz, yukarıya çıktıkça ihtişamı artan bir yapı karşılayacaktır sizi. Gümüşkesen Mezarı.Dünyanın yedi harikasından biri olan Bodrumdaki Mausoleum’un küçük bir örneği olan bu yapının yanından ayrılmak istemeyeceksiniz .Geldiğiniz yönden dönüp trafik ışıklarından sağa dönerek devam ederseniz şehir merkezine ulaşacaksınız. Son ziyaret yerleri eski macar evleri. Macar ustalar tarafından yapılmış bu evler restore edilmiş ve rengarenk farklı mimarisiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Ziyaretinizi tamamladıktan sonra köfte yemeden ayrılmayın Milas’tan.